Gayrimenkul sektörü, gerek yabancılara sunulan vatandaşlık hakkı gerekse 20 yıla kadar vade imkanı ile 2017 yılına hızlı bir başlangıç yaptı. Hem devlet yetkilileri hem de sektör temsilcileri tarafından sunulan bu imkanlarla sektörün ciddi bir ivme yakalayacağını söyleyen Propa CEO’su Can Özçiçek, 2017’de gayrimenkul sektörünün yeni bir rekor kırabileceğini belirtti.
Gayrimenkul sektöründeki hareketliliğin 2017 yılı boyunca devam edeceğine dair beklentileri olduğunu belirten Can Özçiçek, “2016 yılında geçen yıla göre 52 bin adet daha fazla konut satışı gerçekleşti. Türkiye’de 2016’da 1 milyon 341 bin adet konut satıldı. İstanbul 232 bin adetlik satışla ilk sırayı aldı. Bu rakamların 2017’de çok daha olumlu olacağını düşünüyoruz. İlerleyen dönemlerde, özellikle Nisan ayında gerçekleşecek referandumun ardından konjonktürel belirsizliklerde azalma ve makroekonomik gelişmelerde bir miktar daha iyileşme olursa 2017 gayrimenkul açısından yeni rekor yılı olabilir” dedi.
Can Özçiçek’in yabancılara satılan konutlarla ilgili değerlendirmesi ise şöyle: “2016 yılında 18 bin civarında gerçekleşen yabancıya konut satışının, 2017 yılında 25 bini bulacağını öngörüyoruz. Ülkemizin yabancıya konut satışı piyasasında alacak çok yolu var. Yeni yönetmeliğin yanı sıra içeride ve dışarıda yaşanan siyasi gelişmelerin tansiyonu bir miktar düşürmesiyle birlikte yabancıların konut alımına ilgisinin artarak devam edeceğine inanıyorum.”
“Konut yatırımı enflasyondan korunma aracı olarak görülüyor”
Konut satışındaki artışın birçok dinamiğe bağlı olduğunu söyleyen Can Özçiçek, “2016 yılının son çeyreğinde konut satışları ciddi oranda arttı. TÜİK’in aylık konut satış verilerinde bunu net bir şekilde görmek mümkün. Bu artışı faiz düşüşü destekledi. Yine 2016’nın son çeyreğinde ipotekli konut satışlarının toplam satışlar içindeki yüzdesel payının yükseldiğini görüyoruz. Konut talebi döviz ve faize duyarlı. Nüfus hareketi, evlenme-boşanma istatistikleri ve demografik göstergeler konut ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hane halkı küçülüyor.
Özellikle İstanbul’un çok dinamik bir nüfus yapısı var. İhtiyacın yanı sıra konut başlı başına bir yatırım aracı. Tüm bu göstergeleri göz önüne aldığınız zaman, faiz oranlarının yükseldiği ve belirsizliklerin arttığı dönemde yavaşlayan konut talebi, uygun faiz oranları oluşan dönemlerde alıma dönüşüyor. Konut, tüketiciler ve yatırımcılar nezdinde her dönemde popülaritesini koruyor. Konut yatırımı enflasyondan korunma aracı olarak da görülüyor” dedi.