Cumartesi, Nisan 20, 2024
Ekonomi

Rönesans Kulesi’nde Doğu’nun Ruhu

FXFOWLE Architects tarafından tasarlanıp, Rönesans Gayrimenkul Yatırım tarafından gerçekleştirilmesi planlanan 36 katlı Rönesans Kulesi İstanbul’un Anadolu Yakası’nda yer alıyor.

İki ana arterin kesişiminde, şehrin dışındaki yoğun yapılaşmış dokuda yer alan yapı, tekil olarak yükseliyor. Bir obelisk gibi işlev gören bina, uzun perspektiflerin sonunu işaret ederken, şehrin doğudan girişini vurguluyor. Kültürel müdahale ve sürdürülebilirlik endişesi tasarımı yönlendiren etmenler arasında.

Yontulmuş kütle Osmanlı geometrik motiflerinden ve yerel formlardan ipuçları taşırken, belediyenin kurallarına da uyum göstermek durumunda. Güneşlenme modeli üzerinden optimum güneş enerjisi kontrolünü sağlamak için tasarım, 33 derece döndürülmüş. Bu yönlendirmeye uyum sağlayan altın renginde bir doku içerisinde yerleştirilen birimler ısı yükünün azaltılmasına yardımcı oluyor. Bu iki sistem bir arada yer alarak tabandan tavana camın enerji etkin bir biçimde çalışmasını sağlıyorlar. Performans ve bezemenin birlikteliğinde bezeme “Doğu”nun ruhunu yansıtıyor. Çevresel vurgulama ise kulenin çeşitli yerlerine dağılmış olan yeşil alanlarla farkediliyor.

Üç grup halindeki “gökyüzü bahçeleri” kritik alanlara yerleştirilmiş. Bu iki katlı bahçeler iç ve dış mekanlar arasında termal bir tampon görevi üstlenerek ofis çalışanlarının temiz hava almasını sağlıyor. Daha büyük bir dış bahçe ise çiçeklendirilmesi ve mimari elemanlarıyla kuleyi taçlandırıyor. Burada ayrıca bir de ahşap konferans birimi var. Alt katlar da çeşitli bahçelerle donatılmış. Bir su bahçesi kuleyi ve gökyüzünü vurgularken, diğer bahçe ise pavyon çatısına ulaşımı sağlıyor. Bu alanda ayrıca bir meydan da kullanıcıları sosyalleşmeye yönlendiriyor. Yapıda yüksek katlı bina tasarımlarının genel özelliği olan düşeyde yükselme ve hava geçirmezlik, bu yeşil alanlar ile dengelenmiş oluyor.

Kule, yerelle bağlantılı heykelimsi bir kütleye, İslam geleneğine göndermelerde bulunan, enerji etkin bir kabuğa ve bina içerisine dağılmış çeşitli yeşil alanlara sahip. Birçok uluslararası tasarımın aksine bu bina İstanbul’dan köklerini alarak geleneğin küresel olarak uygulanmasına bir örnek teşkil ediyor.