Cuma, Nisan 19, 2024
Ekonomi

Konut Konferansı 2013’te Türkiye konut sektörünün geleceği masaya yatırıldı

“Konut Konferansı 2013”te ödüllü ve konusunun uzmanı uluslararası konuşmacılar “konut”u, sektörün günümüzde yaşadığı değişimler ile birlikte mercek altına aldı. “Yeni Yollar” temasıyla YEM’de düzenlenen konferansta, değişen kentlerin farklılaşan barınma ihtiyaçları çerçevesinde, ülke ekonomisi ve Türk yapı sektörünün lokomotifi olan “konut” sektörünün önümüzdeki dönemde yaşayacağı dönüşüm ele alındı.

Yapı sektörünün bilgi merkezi Yapı-Endüstri Merkezi tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenen Konut Konferansı, sektör profesyonelleri ile birlikte dünyaca ünlü uzmanları ağırladı. Çuhadaroğlu, Kale Kilit Dış Ticaret, Optimum Proje & Danışmanlık ve Siemens Ev Aletleri ana sponsorluğunda; Vorne sponsorluğunda ve Ulus Yapı alt sponsorluğunda düzenlenen konferansa, YEM Etkinlik Salonu ev sahipliği yaptı. “Konut Konferansı 2013”ün temasını, değişen kentlerin farklılaşan barınma ihtiyaçları çerçevesinde “Yeni Yollar” oluşturdu.

Konferansın ana sponsorlarının konuşmacıları, alanlarındaki uzmanlıklarını Yapı-Endüstri Merkezi Organizasyon Grup Yönetmeni Banu Uçak yönetimindeki oturumda izleyicilerle paylaştı. Oturuma Çuhadaroğlu Pazarlama Müdürü Halit Güral, Optimum Proje&Danışmanlık Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Burak Özsaraç ve Kale Kilit Dış Ticaret Satış, Pazarlama Müdürü Semih Teker katıldı.

Konferansın moderatörü olan, Cushman & Wakefield’in Yönetim Kurulu Başkanı, Emlak Konut GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur, konferansta yaptığı konuşmada, 7 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 50’sin yani 3.5 milyarı kentlerde yaşarken, 3.5 milyar insanın da kırsalda yaşadığını hatırlattı ve şunları söyledi: “Kentlerdeki 1,2 milyar insan gecekondularda, son derece sağlıksız koşullarda, teneke evlerde yaşıyor, 100 milyon kişi ise evsiz. Nüfus artışına paralel olarak tabii kaynaklara, enerjiye olan talep giderek artıyor. Yapılan araştırmalar, 2050 senesine geldiğimizde 2,8 tane gezegene ihtiyacımız olacağını gösteriyor. Dolayısıyla süratle bir şeyleri değiştirmemiz, dönüştürmemiz, sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturmamız gerekiyor. BM Habitat’ın raporuna göre 2050’ye kadar 600 milyon konutun yapımı öngörülüyor. Bunun yalnızca 200 milyonu Çin’de. Enerji tüketiminin ve çevre kirliliğinin önemli bir kısmının konuttan kaynaklandığını göz önüne alırsak konut meselesine ‘Yeni Yollar’ başlığı altında farklı bir perspektiften bakmamız gerekiyor.”

“Türkiye’de Konut Sektörünün Geleceği ve Yeni Yollar” panelinde Haluk Sur’a eşlik eden, DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve KONUTDER Başkan Yardımcısı Ali Dumankaya da, konut sektöründe aşılması gereken ana meseleler, nerede sıkıntı yaşandığı ve sektörün gelecek açısından sunduğu fırsatlar üzerine şöyle konuştu: “1999 depremi konut sektörü için bir milat oldu. 17 Ağustos’tan sonra uyandık, kentsel dönüşümle başlayan süreç devam ediyor. Biz firmalar olarak kentsel dönüşüme odaklanmak zorundayız. Bu lokomotifin doğru yöne gitmesi adına öncü olmak zorundayız. 2012’de bakanlıklar kuruldu, enerji verimliliği, yeşil binalar gibi farklı şeyler konuşmaya başladık. Mütekabiliyet yasası çıktı, tüketici kanunu yenilendi, KDV yasası değişti, kentsel dönüşümle ilgili 6306 sayılı afetle ilgili bir yasa çıktı, yönetmelikler değişti. Bu yeni yasalarla birlikte artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bir yol ayrımındayız. Geçmişte yaptığımız gibi iş yapamayacağımızı artık hepimiz öngörebiliyoruz. 300 bin farklı kişi ve kuruluşun iş yaptığı, istihdama yüzde 6 civarında katkı yapan bir sektörden bahsediyoruz. İnşaat sektörünün yüzde 75’ini de konut oluşturuyor. Sektör yavaşladığı zaman ülke ekonomisinin de frene bastığını ve bir küçülme gerçekleştiğini görüyoruz.”

“Türkiye’de Konut Sektörünün Geleceği ve Yeni Yollar” panelinde konuşan bir diğer isim olan Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı ve İSGİD Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı ise, gayrimenkul sektörünün son 10 yılda çok büyük gelişme kat ettiğini belirtti ve kentsel dönüşümle beraber önümüzdeki 20 yıl içerisinde daha da ileriye gideceğini, sadece Türkiye sınırları içinde kalmayacağını, bölge ülkelerde de etkin olacağını öngördüğünü dile getirdi. Kabadayı şunları söyledi: “Yaklaşık bir yıldır Türkiye’de konut alanında çok farkı imkânlar doğmaya başladı; imar kanunu, 2B kanunu, kentsel dönüşüm, mütekabiliyet kanunu gibi kanunlarla oyun değişik bir alana giriyor. Çarpık yapı stoğunun bir an önce dönüştürülmesi lazım. Ekonomimiz büyüyor; bu büyüyen ekonomiye yakışır, bu ekonomiye uygun altyapının da çok hızlı bir şekilde dönüşmesi ve geliştirilmesi lazım. Konut sektörünü etkileyen önemli dinamiklerden biri de genç nüfusumuz; şehirleşme oranımız giderek artıyor. Bu nedenle temel barınma ihtiyacı olan konutun bir an önce iyileştirilmesi ve geliştirilmesi lazım. Bunların nasıl yapılacağını tartışmak, arz talep dengesini bozmamak, finansal çözümler üretmek lazım. Bu yeni modele sektördeki herkesin kendini hazırlaması, ayak uydurması gerekiyor.

Farklı alan ve ölçeklerde konut geliştirme tiplerini mercek altına almak adına Konut Konferansı bu yıl “Türkiye’den Vaka Etüdleri” bölümüne ev sahipliği yaptı. Hem yurtiçi hem de yurtdışı arenada çeşitli ödüllere layık görülen İPERA25 (Alataş Consulting&Architecture), İstanbul Inn Levent (Mental Design Works), NOXX Apartmanı (CM Mimarlık) ve Palivor Çiftliği (Oral Mimarlık) projeleri ofis direktörlerinin sunumlarıyla izleyicilerle buluşurken, Konut Konferansı 2013 kapsamında katılımcılara özel sunulacak Siemens Ev Aletleri Lounge’unda Vaka Etüdleri Sergisi yer aldı.

Orta Direği Ev Sahibi Yapmak – Mümkün mü?
Konut Konferansı 2013, dünyaca ünlü mimarlık ve geliştirme ofislerinden uzmanlar ağırladı. Orta ve düşük gelir grubuna kaliteli sosyal konut geliştiricisi Pocket’ın CEO’su Marc Vlessing, İngiltere’de devlet desteğiyle ilk kez konut sahibi olacaklar için gerçekleştirilen yeni bir konut programını masaya yatırdı. Vlessing bu programla, büyüyen genç neslin konut gereksinimlerinin karşılanması için kamu ve özel sektörlerin birlikte nasıl çalışması gerektiğine dikkat çekerek talep edilen ekonomik, yenilikçi ve sürdürülebilir tasarımlarla genç profesyonellere yönelik kozmopolit konutları tanımladı.

Vlessing konuşmasında, doğru konut tasarımının, dünyanın nasıl değiştiğini anlamakla mümkün olabileceğini vurgularken konut yapımında sürdürülebilirliğin de önemine dikkat çekti. İngiltere deneyimi ışığında Türkiye’deki durumu değerlendiren Vlessing, şu konulara değindi: “Dünya değişirken konut politikaları değişmiyor. Oysa artık daha az mekana, ısınmaya ve otoparka ihtiyaç var. Bu nedenle derli toplu, tek odalı evler daha çevreci bir kimlik kazanıyor. İngiltere’de ve Türkiye’de problem, artık en küçük daireyi bile alamamanız. Bu durum, konut politikasının çöktüğü anlamına gelir. İnsanlar tek odalı bir ev alamayınca uzağa taşınmak zorunda kalıyor. Konut krizinin temelinde de insanların kentlerden uzaklaşması var. Konut alanında orta gelirlilere ulaşmak, onları ev sahibi yapmak lazım. “

Mutluluğu Yeniden Düşünmek
Tasarım araştırma atölyesi Cibic Workshop’ta sürdürülebilirlik, sosyal konut, ekoloji, şehircilik ve malzeme üzerine deneysel çalışmalar yürüten Aldo Cibic, Konut Konferansı 2013’ün bir diğer anahtar konuşmacısıydı. Aldo Cibic, konuşmasında 12. Venedik Mimarlık Bienali’nde okuyucuyla buluşan “Mutluluğu Yeniden Düşünmek” adlı kitabından hareketle, konut olgusunu yeni olası topluluklar ve tasarım yöntemleri üzerinden yorumladı. “İstanbul’daki dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine Cibic şunları söyledi: “Sonuçta ben bir yabancıyım ve İstanbul’a dışarıdan bir gözle bakıyorum. Ama bazen kendimi bir gecekonduda daha iyi hissettiğimi söyleyebilirim. Bombay ve Şangay gibi metropoller de aynı sorunla karşı karşıya. Orada da yerinden edilen gecekondulular var. Sonuçta insan her koşulda mekânı insanileştirme yeteneğine sahip. Eğer her şeyi en baştan düşünürseniz mekân kalitesi de artar. Yaratıcılık binadan çok, süreçten geçiyor. İstanbul’a gelen turistlerin kentle ilgili algısı hep aynıdır. Biz İtalya’da bu değerlerin bir kısmını yok ettik. Sizin de geçmişi yok etmenizden korkuyorum. Umarım siz de değerlerinizi aptal ticari alanlar yaratmak için yok etmezsiniz. Çünkü bu kentin kimliği o değil.”

Yılın Kadın Mimarından Yeni Alternatifler
İngiliz Mimarlar Kraliyet Enstitüsü RIBA’nın en prestijli üç ödülü birden almış tek mimarı olan ve ayrıca 2012 yılında “Yılın Mimarı” ve “Yılın Konut Mimarı” seçilen Alison Brooks, 2013 yılında da takip edilmesi gereken önemli bir tasarımcı kimliğini Architects Journal tarafından “Yılın Kadın Mimarı” ödülünü almasıyla pekiştirdi. İngiliz mimarlığının öncüleri arasında yer alan Brooks, güzel sanatlar, mimarlık ve detayın birleştiği projelerinde yeni yollar ve tasarım alternatifleri arayışlarını paylaşarak kültürel bir olgu şeklinde ifade ettiği “kentsel konut” tanımını irdeledi.

2013 Ağa Han Mimarlık Ödülü, sahibi sosyal tasarımcı tamassociati’nin
Sürdürülebilir mimarlık, kentsel tasarım, peyzaj tasarımı, katılımcı mimarlık, grafik tasarımı ve sosyal iletişim tasarımı konuları ile ilgilenerek, kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve özel iştirakler için etik ve sorumluluk sahibi projeler planlama prensibiyle çalışmalarını sürdüren tamassociati’nin Kurucu Ortağı Simone Sfriso, Konut Konferansı’nın anahtar konuşmacılarındandı. Her projede sürdürülebilir teknolojiler, katılımcı planlama ve yerel üretim teknikleri kullanarak ödüllü birçok projeye imza atan ofis, Sudan’da inşa edilen Salam Kalp Cerrahi Merkezi ile 2013 Ağa Han Mimarlık Ödülü’nün sahibi oldu. Sfriso, tamassociati vizyonuyla basit, ortak ve ekonomik olarak tanımladığı yeni konut tasarımındaki güncel talepleri masaya yatırdı.