İşçilerin güvenliği yabancılara emanet

Cenk Cengiz SertelAsansör faciası ile yeniden ülke gündemine oturan güvenlik sektöründe, yatırımcı profili açısından yerli firmalar aleyhine bir değişim yaşanıyor. Sektör hızlı bir büyüme dönemi yaşarken, yabancının pastadan aldığı pay da sürekli genişliyor. Türkiye ergonomisi güçlü kişisel koruyucu ekipmanları üretemediği için işçi güvenliği, büyük ölçüde yabancı firmalara emanet edilmiş durumda. Geçtiğimiz yıl, 500 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşan, bu sene 750 milyon dolara çıkması beklenen sektörün bu gelişim potansiyeli karşısında, yerli yatırımcının ancak ergonomisi güçlü kaliteli üretimle sektördeki payını yükseltebileceği öngörülüyor.

Türkiye’de geçtiğimiz yıl bin 235, 2014’ün ilk üç ayında 276 işçi, iş kazası nedeniyle hayatını kaybetti. Soma faciasının ardından alınan önlemler arasında yer alan çalışan ve ekipman eğitimlerinin ise, iş kazaları üzerinde olumlu bir etki yaratması yönünde bir beklenti olsa da, yeterli denetimin yapılmaması konusu bu beklentiyi sarsıyor. Yetersiz denetimin yanı sıra yetersiz eğitim, kişisel koruyucu ekipmanların eksikliği, çalışma şartlarının yetersizliği, üretim teknolojisinin eski olmasından kaynaklı yüksek kaza riski sektörün en önemli sorunları arasında yer alıyor.

Yabancıya destek
Geçtiğimiz yıl, 500 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşan, bu sene 750 milyon dolara çıkması beklenen sektörün bu gelişim potansiyeli karşısında, yabancı yatırımcı kaliteli üretimiyle yerli yatırımcıyı arkasında bırakıyor. Bu sene gerçekleşen kaliteli üretimi teşvik eden yasal düzenlemelerin de üretimde kaliteyi ön planda tutan yabancı yatırımcıyı destekleyeceği öngörülüyor. Yabancı yatırımcı, ağırlıklı olarak distribütör ya da bayiler aracılığıyla Avrupalı markaları Türkiye’ye getirerek yatırım yapıyor.

İşverene yönelik maliyeti düşük ürünler yerine, işçiye yönelik ergonomisi güçlü ürünler tasarlamanın önemine işaret eden, dünyada kendi alanında lider MSA, Medop, Kratos, Sacobel, Mapa ve Delta Plus markalarının distribütörü olarak sektörün ilk 10 şirketi arasında yer alan Radiks İş Güvenliği Ekipmanları’nın Genel Müdür Yardımcısı Cenk Cengiz Sertel, yerli üreticinin ancak ergonomi sorununu ortadan kaldıran ürünler üreterek yabancı yatırımcıyla rekabet edebileceğini ifade etti. Sertel, “Türkiye ergonomisi güçlü ürünler üretemediği için çalışan güvenliğimiz büyük ölçüde yabancı firmalara emanet edilmiş durumda. Ancak doğru ve kaliteli ekipmanlarını üreten veya ürettiren yerli markalarımızın olması, maliyet anlamında işveren lehine olacağı gibi artan ekipman kullanımını da sağlıklı bir hale dönüştürecektir.” diye konuştu.

Avrupa’da 6 milyar euro’ya uzandı
Sektörün Avrupa’daki büyüklüğü hacmi 6 milyar euro’yu bulurken, sadece Almanya’daki büyüklüğü ise, 1.6 milyar euro civarında.
Türkiye’de gelişim potansiyeli çok yüksek olan sektörün en güçlü segmentini ise, koruyucu giysiler, iş ayakkabıları ve eldivenler oluşturuyor.
Kazalara karşı alınacak önlemler için kullanılan ürünlerin işverene maliyetinin 150 TL ile 2 bin 500 TL arasında değişiyor.

Cankurtaran görevi
İş kazaları nedenleri arasında yüksekten düşmenin ilk sıralarda yer aldığını, doğru ekipman kullanımının ise hayat kurtardığını söyleyen Sertel, “Çalıştığımız şirketlerden haftada 2-3 kişinin yüksekten düşme tehlikesi geçirdiğinin bilgisini alıyoruz. Doğru ekipman kullanılmadığı takdirde, bu düşmeler can kaybı ya da en iyi ihtimalle sakatlanma ile sonuçlanacaktır. Sadece bizim Kratos markasıyla sattığımız ekipmanlar, ayda ortalama 10 çalışanın hayatını kurtarıyor. Bu nedenle Radix olarak yüksekte çalışma ekipmanları markamız Kratos ile adeta bir cankurtaran görevi görüyoruz.” dedi

“İşveren çalışanların ekipmanları kullanmasını sağlamalı”
İş güvenliği konusunda en büyük sorumluluğun işverene ait olduğunu anlatan Cenk Cengiz Sertel, şirkette iş güvenliği uzmanı çalıştırmanın yeterli olmadığının altını çizerek şunları anlattı: “1 temmuz 2013 tarihi itibariyle 50 kişiden fazla çalışanı bulunan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırmak zorunlu,yine 1 ocak 2014 tarihi itibariyle 50 kişinin altında çalışanı olsa bile tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfa dahil olan işletmelerde zorunlu hale geldi Ancak bu, işverenin sorumluluğunu azaltmıyor. Doğru ve kaliteli kişisel koruyucu donanım ekipmanlarının temin edilmesi, bir diğer sorumluluk. En önemlisi ise çalışanların bu ekipmanları kullanmasını sağlamak. Bu noktada kullanımı kolay ürünleri tercih etmek çok önemli… Buna Kratos’un yelekli emniyet kemerini örnek gösterebiliriz. Emniyet kemerini takmak çok kolay olmasına rağmen, bunun için dakikalar harcayan çalışanlarla karşılaşıyoruz. Çok sık kullanmadıkları için karışık geliyor. Bu nedenle biz yelek şeklinde kolaylıkla giyilebilen bir emniyet sistemi satıyoruz. Bu farkındalık yaratmaya çalıştığımız özel ürünlerimizden biri.”